17 Haziran 2010 Perşembe

Limanım Ben..


"Ben kırılmış olamam, olsam da geçer; unuturum nasıl olsa. Yahut üzülmüşsem üzülmek istemişimdir, bu başka kimsenin kabahati olamaz. Susuyorsam kızmışımdır; mutlaka aynı şekilde karşılık bulmalı bu hareketim. Hiddetle karşılaşırsam sakin olmalıyım, dindirmeliyim kızgın sohbeti. Ben kızarsam ipler kolayca kopar çünkü ben böyle istemişimdir..."

Beni böyle karıştırmanıza ne gerek var ki hazır siz de istemiyorken benimle olmayı. Evet, ben limanım, siz de gemilerimsiniz. Her koşulda alır sizi bağlarım babalarıma, basarım bağrıma. Ama bu merhametime karşılık, bana vura vura gidişleriniz canımı yakmakta.

Arkanızda bıraktığınız limana verdiğiniz hasar umrunuzda olmayabilir. Lakin her vuruşunuzda siz su almaktasınız, bir bilebilseniz..

Ben de incinebiliyorum. Ve her incinme, sizin artık bağlanamayacağınız bir babamı söküp alıyor göğsümden. Kalabilmeyi bir deneseniz halbuki.
Sevgiyle..

6 Haziran 2010 Pazar

Adam Dediğin..


Adam dediğin, içini açacak kadının. Bir bakışıyla anlatacak hiddetini, elleriyle temizleyecek sevgisinin kirlerini..

Adam dediğin, öyle sahiplenecek ki kadını, salt kıskanma değil de, kadının adı geçti mi bir cümlede yüklemi olacak o tümcenin mesela..

Sevecek adam dediğin, yalan söylemeden.. Herkese piç gibi davransa da sana duru olacak..

Bir adam, kaybetmeye korktuğun.. 'Onsuz yaşamın ölüme eş olduğu' anlamı yüklenecek bir adam.. Onun olacaksın işte. Tüm geçmişi örtüp gelecektekileri görmezden geleceksin..

Değer verecek adam, elini tuttuğu kadına. Lakin bunu diğer erkeklerden sakınarak belli etme acizliğine başvurmadan hissettirecek ki, kadın bilebilsin bir eşyadan farklı olduğunu..

Ve bir adam.. Bilecek yerini. Gitmişse ya da kalmışsa yüreklice yerine getirecek o durumun gerektirdiklerini; adamsa! Ne büyük yürekler gördü kadın, bilir kim daha adamdı. Bu yüzden, ilk önce kendini kandırmayacak adam dediğin..

Bu bir ütopyadır.
Sevgiler..