25 Ağustos 2011 Perşembe

Yatak Odası..


Cem Adrian gay miymiş? Mor ve Ötesi de gay miymiş? Demet Akalın çift cinsiyetli miymiş? Özcan Deniz metroseksüel miymiş? …

Napıcaksın? Hepsini teker teker deniycek misin? Seni niye bu kadar ilgilendiriyor o insanların yatak odaları? Onlar seninkini merak ediyor mu? Ne zaman hangi kızı dikizlediğini merak ediyorlar mı? Hangi aralıklarla porno izlediğini soruyorlar mı? …

Sana ne?

Sen bu insanların söylediği şarkıları dinliyor musun? Vay be dedirtiyor mu sana sözleri şarkılarının? sevmesen bile görünce dikkat kesilmiyor musun o kaka dediğin kadınların vücütlarını?

Sus o zaman. O kadar beğenme kendini. Kimse tam değil bu yeryüzünde.

12 Ağustos 2011 Cuma

Bir İnsanı Anlamak..




Bir insanın hissettiği bir duyguyu, söylediği tek bir şeyden anlayamazsın. Saatlerce anlatsa bile bilemezsin tam olarak onun için ne ifade ettiğini.

Eğer kendini ifade etmeyi seviyorsa çeşitli şekillerde, hepsini takip edersen.. Belki, anlayabilirsin ama belki. Facebook iletilerine, fotoğraflarına, paylaşımlarına, twitterına, tumblrına,bloguna bakman gerek. Hangi tarihlerde hangilerini yazmış, hangileri birbiriyle ilişkili… anlaman gerek. Yapamıyor musun, yapmıyor musun? öyleyse hiç sıvazlama sırtını, sessizce kaybol.

Bir puzzle’da sadece bir saksıyı tamamlamak ne kadar zaman alır biliyor musun, belki haftalar. Bir insanın hissettiği bir şeyi anlamanın 1 saatlik bir şey olduğunu düşünme sakın. Sakın.

Biliyordu Zaten Kadın..




Önce tüm çekingenliği ve saflığıyla sevdi kadın.
Kırıldı, kızdı, kıskandı, küsüp gitti
Geri geldi sonra.
Sevdi çünkü adamı.
-Ya da öyle sandı-
Sustu bazen kadın,
İstedi ki, adam neden sustuğunu merak etsin.
Adam merak etmedi.

Kadın yine konuştu,
Sevmişti çünkü adamı.
Yıkanmıştı onda hiç değilse,
Temizlenmişti duyguları.

Herneyse, bir gün başka bir kadın
Susunca, adam onun neden sustuğunu merak etti.
‘Kim’ diye sormadı kadın, ‘merakını kazanan bu kadın?’

Anılarını tokatlayarak susturdu, kimilerini okşayarak.
Yine de seve seve, örttü üzerini her şeyin.

Biliyordu aslında en başında kadın.
‘Zaten en çok da buna ağladı’, dediler.

8 Ağustos 2011 Pazartesi

Etiketlemek Boş İnsan İşi..


İnsanlar etiketlemeyi çok seviyor. Sizi bir kere bir erkekle gülerken mi gördüler, siz ‘hafif bir kadınsınız’. Sizi birkaç kez temizlik yaparken mi gördüler, ‘temizlik hastasısınız’. Birkaç kez onlara doğruyu pat diye mi söylediniz, öyleyse ‘kötüsünüz’ ve bu sayede hiçbiri sizi sevmez.

Neyseki, insanların ne düşündüğünü umursamayalı baya oluyor.

Atalar boşuna dememiş, ‘doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar’ diye, çünkü insanlar çok eskiden beri yanlış olana itibar göstermişler. Bana bunun doğru olmadığını söyleyecek olursanız, size birkaç kanıt bulmam gerekecek, o zaman da tezinizi çürüttüğüm için benden hoşlanmayacaksınız. O yüzden yapmayın.

‘mineyi, x,y,z dışında kimsenin sevdiğini zannetmiyorum’ diyen kişiye ‘sana kaç kişi bayılıyor topragım’ demek isterdim ama bu beni yine antipatik yapar. En iyisi bırakayım, insanlar biraz daha etiketleme üzerine çalışsınlar.

4 Ağustos 2011 Perşembe

Virüs İçinizde..


Aslında söyledikleri şeyleri sonuna kadar dinleyeceğinizi vaat ettiğinizde, insanlar size kesinlikle katlanabiliyorlar. İster ter kokun, ister aç olun, isterseniz toplumun diğer tabakasından biri, ne olduğunuz ve nasıl olduğunuz onların sözü bitene kadar dikkatlerini pek çekmez.

Sözleri bitince,ki bu bazen oldukça uzun sürer, sizi fark ederler ve aslında dile getirmeseler bile gözlerinden okursunuz akıllarından geçeni: "Tanrım bunca şeyi ben bu herife mi anlattım.."

Pis düşüncelerini, gizli günahlarını bile kıskanırlar eğer onların alıştığı gibi değilseniz.

Bir hayat kadınıyla birlikte olduktan sonra onun yüzüne bile bakmadan, parayı sanki virüslüymüş gibi çabucak bırakıp orayı terk etmeleri de buna benziyor böyle insanların.

Birileri söylemeli, 'Virüs sizin içinizde'