3 Mart 2010 Çarşamba

İstanbul..

Akşamüstü İstanbul ayrı bir güzel oluyor. Güzellik uykusundan uyanmış prenses gibi. Gözleri yarı şiş, yanakları hafif pembe. Kuşlar konuyor omuzlarına ve yapraklar tac oluyor ona yemyeşil..
Akşam yeli esiyor, biraz ürperiyor İstanbul. Bulutlar sarmalıyor onu. Elini sıcak sudan soğuk suya değdirmiyorlar Prensesin.

'Aklımdaki tüm olumsuz düşüncelerden sıyrılmalıyım' dediğim anda böyle yakalandı duyularıma İstanbul..

Bana kollarını açan, bir anne gibi şefkatle bakan ve baba gibi kocaman.. Gülümseyen, her ne olursa olsun bana mutluluğu hissettiren ve elimi tutan bir sevgili gibi.. Yağmuruyla yüzümü seven, rüzgarıyla burdayım diyen..
İstanbul.. Seni ve sende olmayı seviyorum.. Yine de bazen gitmek istiyorum. Herhangi birgün, herhangi bir saatte, herhangi bir otobüse binip uzaklaşmak istiyorum senden. Özlemek istiyorum seni ve burnumda tütmeni.. En uzak diyardayken bile "Bir İstanbul'um var" diyerek gözlerimi daldırıp anılarıma, ufukta seni görmeyi istiyorum. Uzağındayken sana hasret kalıp, içindeyken doyamamanın hüznünü yaşamak istiyorum. Ve nereye gitmiş ve ne kadar kalmış olursam olayım bir tek sana dönmek istiyorum, sana kavuşmak..

Her bir tepende yaşadığım anılar; daha görmediğim nice sokaklar; ayrı semtlerinde güzel dostlar; sevilmiş gitmiş, sevilmemiş küsmüş nice sevgililer; sadece Beyoğlu'nda bıraktığım avuçiçi sevgiler ve daha nicesi sende gizli..

Sen, bedenim gitse bile uzaklara, ruhumun dönüp geleceği tek adressin, İstanbul..
Sevgiyle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder